14 Mayıs 2011 Cumartesi

arkası yarın!

'arkası yarın!' hikayeler silsilesi


merhaba, benim adım… ee benim adım… tamam, adım yok benim. yani bu hikayeyi yazan kişi adımı koymadı. yazar adımı yazarsa ifşa olacağından korkuyor tahminimce.

benim kim olduğum çokta önemli değil. sizin içinde önemli olmasın. ama şunu bilin ki beni yazan kişinin bir parçasıyım. hissettiklerini, yaşadıklarını ya da yaşayamadıklarını benim ağzımdan sizlere aktarıyor. bana bir isim verse sizi kandırmış olacak.

biraz dertli görünüyor. bazen aklına bir şeyler geliyor, gülüyor. aklına gelen kişi namalum.

9 kelime yazdı, bıraktı;

-bir masalın ilk cümlesi gibiydi; 'bir vardı, bir yoktu'

'aslında hiç olmayacak' dedi, birasını yudumladı.

çok şey yazmak istiyordu ama bir şeylerden korktuğu aşikardı. hani yağmura yakalanırsınızda affedersiniz sıçana dönersiniz ya, işte öyle ama daha çok suskun…

antony and the johnsons’dan ‘her eyes are underneath ground’ çalıyordu. allah’ım ne ses ama!

gözlüğünü çıkardı. sol eliyle gözlerini ovuşturdu. şöyle bir bana baktı. bulanık göründüm ona. sonra tekrar gözlüğünü taktı.

-3 gecedir rüyamda görüyorum. yatarken aklımda, uyanırken aklımda… hayata gözlerimi onun görüntüsüyle açıyorum.

bir nesne olduğumu unutturan tek kişi yazarım. onu çok seviyorum.

kapalı bir kitap gibidir. son cümleye kadar saklamıştır kendini. hatta o son cümlede dahi onu çözemezsiniz.

-bu konuda bir şey yazmayacağım. sonunu bildiğim bir filmi izlemeyeceğim.

dedi ve şişenin sonunda kalan son yudumunu da kafaya dikledi.

bana baktı tekrar,

-filmin sonunda ölüyorum.

kim, nerde, ne zaman, neyle benim yazarımı öldürüyordu. anlamamıştım. ölüyse zaten izleyemez filmi.

ama yine aynı şeyi yapıyor. hayır kapatma, hayır, hayır… kapattttt…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder